Yılmaz Güney Sinema Salonunda





Four Lions/Dört Aslan,
İntihar bombacısı olmaya özenen Müslüman Gençlerin dünyasını kara mizahla anlatıyor. Hiç taraf tutmadan hiciv ile dram arasındaki çizgide dikkatliceilerleyen film, bu yılın en çok konuşulanlarından.
El Ultimo Verano De Boyita / Boyita’nın Son Yazı,
Nostalji duygusu, çocuk olmak ve cinsellik ile ilk karşılaşma gibi konulara değinirken, sizi de kalbinizden yakalayacak. ‘Garip’ Denen her şeyin ve herkesin de bir dünyası var.
Women Are Heroes / Kadınlar Kahramandır,
Fransa'nın Ünlü fotoğrafçısı JR İlk uzun metrajında, üçüncü dünya ülkelerinde kadınların durumunu fotoğraflarla belgeliyor ve sonra çektiği fotoğrafları yerel halkın yardımı ile oluşturduğu kolajlarla sokaklardaki duvarlarda sergiliyor. Film Hem bu macerayı anlatıyor, hem sadece bu ülkelerde büyük olaylar çıktığında onlardan bahseden medyayı eleştiriyor. Görsel Kirliliğin hiçbir zaman olmadığı kadar fazla olduğu bu dönemde katılımcı bir sanat anlayışını öne çıkarıyor.
Fleurs Du Mal / Kötülük Çiçekleri,
Paris Ve Tahran’ı birbirine bağlayan bu aşk hikayesi, 2009’da seçim sonrası İran’da patlak veren olayları, özgürlük kavramını irdeliyor. İran’ın YouTube Kuşağı ilk defa beyazperdede sesini buluyor.
Mars
İse kırmızı gezegende hayat bulunmasıyla keşfe çıkan bir grup astronotun hikâyesi. Bu yolculuk aynı zamanda insanlığın keşfetme güdüsünü sorgularken, “Orada ne olduğunu neden bilmek istiyoruz? Bulduklarımıza karşı tepkilerimiz ne olacak? Aşk bütün bunların içinde nerede duruyor? “gibi soruları sormamızı sağlıyor. Şimdilik bu kadar diyor, filmleri izledikten sonra daha derin tartışmalara dalmayı umuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder